90. VİCDAN VE ADALET NÖBETİ – 5 OCAK 2020 BASIN BÜLTENİ

VİCDAN VE ADALET NÖBETİNE MEYDAN YASAĞI

Adalet Arayan İşçi Aileleri tarafından her ayın ilk pazarı saat 13:00’te tutulan Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin 90’ıncısı, 75’inci Vicdan ve Adalet Nöbeti’nden beri Galatasaray Meydanı “milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçe gösterilerek yasaklandığından, bir kez daha Beyoğlu Tel Sokak’ta gerçekleştirildi.

Basın açıklamasını 2008’de Davutpaşa patlamasında eşi Gülhan Çabuk’u kaybeden İdris Çabuk okudu.

image

Açıklamada şu satırlar beyan edildi:

 “İş cinayetleri açısından, 2019 yılı da önceki yıllar gibi karanlık bir tablo olarak önümüzde duruyor. Ekmeğini kazanmak için çalışırken hayatını kaybeden işçi kardeşlerimizi 2020’nin ilk nöbetinde bir kez daha anıyoruz. 2019 yılını iş cinayetleri açısından değerlendireceğimiz İş Cinayetleri Almanağı 2019, Adalet Arayana Destek Grubu tarafından, her yıl dünyada iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin anıldığı 28 Nisan’da yayımlanacak.

İş Cinayetleri Almanağı 2018’e göre 2018’de en az 1872 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmişti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre Kasım 2019’da en az 126 ve 2019’un ilk 11 ayında en az 1606 işçi hayatını kaybetti. Bu ilk tespitler doğrultusunda 2019’da, çoğunlukla haberlerin satır aralarında görmezden gelinen, en az 2 bin kadar işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiş olduğu acı tablosuyla karşı karşıyayız.”

KAYBEDİLEN İKİ CAN İÇİN ADALET ARAYIŞI

Basın açıklaması sonrasında ocak ayında duruşmaları görülecek olan Serhat Alkurt ve Eren Eroğlu davaları hakkında bilgi verildi.

image (1)

İhlas Gazetecilik A.Ş.’de görevi olmayan bir işte çalıştırılırken iş cinayetinde hayatını kaybeden Serhat Alkurt‘un kardeşi Ömer Faruk Alkurt söz aldı.

 Alkurt şunları dile getirdi:

Abim 29 Ekim 2016 tarihinde, görev tanımı içerisinde olmayan, olmaması gereken yerde çalıştırılırken hayatını kaybetti. Bu olayın bir iş cinayeti olduğunu sonradan öğrendik. Bize iş kazası değil trafik kazası deyip geçiştirmek istediklerini anladık. Kaza olduktan sonra canın kıymetinin olmadığını anladık. Bunun mücadelesini veriyoruz. Adalet istiyoruz. Bilirkişiler adaletli olmalı, adaletle karar vermeli.”

Adil yargılama talebinin dile getirilmesiyle birlikte Bakırköy 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde 28 Ocak saat 09:55’te görülecek duruşmaya “vicdan ve adalet duygusunu yitirmemiş herkesin” davet edildiği belirtildi.

2013’te Esenyurt Özel Doğa Hastanesi’ndeki iş cinayetinde hayatını kaybeden Eren Eroğlu’nun babası Erdinç Eroğlu söz aldı.

image (5)

Oğlumu kaybettikten sonra 6 yıl geçti. 6 yıl sonunda dava sonuçlandı. Davanın savcılık tarafından eksik ve yanlı soruşturulması nedeniyle gerçek sorumlular yargılanmadı. Esenyurt Belediyesi yöneticileri ve Esenyurt Özel Doğa Hastanesi sahipleri davaya dâhil edilmedi. Doğa Hastanesi’ne ruhsat veren eski belediye başkanları, Gürbüz Çapan ve Necmi Kadıoğlu’nun yargılanmasına İçişleri Bakanlığı izin vermedi. İç hukuk yollarından bir sonuç alamayınca konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık. Davanın diğer aşamalarında ise maalesef 6 yıllık mücadelemize rağmen adil bir ceza çıkmadı. Ceza alanlardan hiçbirisi belki bir gün bile hapis yatmayacak. 2016’da uygulanmaya başlayan ceza infaz sistemine göre cezalar en fazla iki üç sene. Bütün bilirkişi raporlarında kusurlu göstermelerine rağmen, taksirle yargılama sonucunda, ölüme sebebiyet gerekçesiyle, en düşük cezaları vererek mahkeme sonlandırıldı. İstinaf Mahkemesi’ne tekrardan itirazda bulunduk. Sorumluluğu bulunanların ‘bilinçli taksir’ ve ‘olası kast’ ile yargılanmasını yönündeki talebimizi dile getireceğiz. 29 Ocak’ta İstinaf Mahkemesi’nde duruşmalı olarak dava görülecek. Mücadelemiz tüm sorumlular yargılanana kadar devam edecek.

DAVUTPAŞA PATLAMASI: 12 YILDIR BİTMEYEN ADALET MÜCADELESİ

Davutpaşa patlamasında kardeşi Heybetullah Güleç’i kaybeden Hakkı Güleç söz alarak şunları dile getirdi:

 image (2)Biz kaybettiğimiz canlarımızı geri getirmeyeceğimizi biliyoruz. Yıllardır bu ateş başka ocaklara düşmesin, başka canlar hayatını kaybetmesin diye çabalıyoruz. Bizim herhangi bir siyasi partiyle uzaktan yakından bir bağımız olmadığını sağır sultanlar bile duymuştur. Buna rağmen bizi bu sokağa hapsetmiş olmaları, sesimizin kısılıyor olması bu ülkede adaletin olmadığı göstermektedir. Adalet Arayan İşçi Aileleri seslerini kamuoyuna duyurabilmeleri için Galatasaray Meydanı’nı seçti. Adalet arayışımızla bu düzenin çarkına çomak sokmuş oluyorsak, bu çarka çomak sokmaya ve adalet arayışımıza devam edeceğiz.

“Sendikaların, emek ve meslek örgütlerinin iş cinayetlerine duyarsızlığını” eleştiren Güleç, 12 yıl önce Davutpaşa patlamasında hayatını kaybedenler için 2 Şubat Pazar günü yapılacak anma etkinliğine bu oluşumları davet etti. Patlamanın olduğu yerde saat 11.00’de yapılacak anma etkinliğine ve aynı gün saat 13.00’te yapılacak 91’inci Vicdan ve Adalet Nöbeti nöbetine herkesin davetli olduğu belirtildi.

Davutpaşa patlamasında eşi Gülhan Çabuk’u kaybeden, İdris Çabuk söz alarak şunları ifade etti:

image (3)12 senedir adalet mücadelesi sürdürüyoruz. Galatasaray Meydanı’nda aylarca nöbet tuttuk. Taksim Meydanı’nda defalarca yürüyüşler yaparak sesimizi duyurabildik. Ancak gelinen aşamada, demokratik bir ortama ulaşılacağına daha baskıcı bir sistemle karşılaştık. Arka sokaklara sıkıştırıldık. Biz isterdik ki, görevini yapmayanlar ceza alsaydı, bizler de böyle sokakta olmazdık. İş cinayetleri artarak devam ediyor. Hiçbir yetkili görevini gerektiği gibi yapmıyor, aksine iş cinayetlerinin yaşanmasını getirecek bütün alt yapıyı oluşturuyor ve her yıl binlerce işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Adalet ileri değil geri gidiyor. Hak aramak giderek zorlaşıyor. Hak aramayacaksın, sesini çıkarmayacaksın, boyun eğeceksin. İnsanlar ölmüş önemli değil, çünkü nasılsa yenileri doğuyor. Yeni köleler oluyor. Bu ülkede zenginlerin karşısında çalışan insanın değeri gittikçe düşüyor. Hak arayınca da terörist, vatan haini ilan ediliyoruz. Biz ne vatan haini ne teröristiz, biz adalet arayan işçi aileleriyiz.

ÖLDÜREN ÇALIŞMA KOŞULLARI

İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hasta bakıcı olarak çalışırken işten çıkarılan Cemal Bilgin söz alarak hastane çalışma ortamı tablosunu aktardı:

image (4)

 “Zafer Açıkgözoğlu İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’nde taşerona bağlı olarak çalışırken görevi olmadığı halde, hiçbir koruyucu önlem alınmadan, kanalizasyon sularının içine girmeye zorlandı. İşsiz kalma korkusuyla, itiraz etmesine rağmen o sulara girdi. Kaptığı mikrop sonucu yakalandığı karaciğer hastalığı nedeniyle öldü. Çapa Hastanesi’nde Serkan Borucu klima takmak üzere hastaneye geldi. Yüksekten düşerek öldü. (…) Taşeron çalışma engellenmeli. İşçi sağlığı iş güvenliği tedbirleri alınmalı. Hak gasplarının son bulması için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Şubat ayının ilk pazar günü yapılacak Davutpaşa patlaması anma etkinliğine ve sonrasındaki 91’inci Nöbet’e çağrı yinelenerek 90’ıncı Nöbet sonlandırıldı.

ADALET ARAYAN İŞÇİ AİLELERİ

www.iscinayetleriniunutma.org

[email protected]

facebook.com/VicdanveAdaletNobeti

twitter.com/iscinayetleri