Esenyurt Marmara Park AVM İnşaatı Çadır Yangını Davası

 

Esenyurt Marmara Park AVM İnşaatı Çadır Yangını Davası

Basın Bülteni-09.10.2020

Esenyurt Marmara Park AVM’de ne olmuştu?

11 Mart 2012 Pazar günü 22:00 sularında Esenyurt’taki Marmara Park AVM şantiyesinde çalışan işçilerin yatakhane olarak kullandıkları üç çadırda yangın çıktı. 11 işçi yanarak hayatını kaybetti. Olayın meydana geldiği 11 Mart 2012’den yaklaşık altı ay sonra Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ceza davası açıldı. Davada, Ece Marmara Park AVM yetkilisi, Kayı İnşaat Şantiye Şefi ve taşeron firma Kaldem İnşaat sahiplerinin de aralarında bulunduğu 13 kişi sanık olarak yargılandı.

9 Temmuz 2015’te Bakırköy 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi kararını verdi. 11 işçinin hayatını kaybetmesinde kanunen sorumlulukları dava dosyasında yer alan belgeler, tanık ifadeleriile ortaya çıkmış olan ; ECE Gayrimenkul, Marmara Park AVM, Kayı İnşaat, Miratek ve kamu idareleri yetkililerininsorumlulukları olmadığına karar verildi. Firma sahipleri yargılanmadı, sadece firma çalışanları yargılandı. Verilen karar temyiz edildi. Dosya Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi’ne gönderildi. Kayı İnşaat yönetim kurulu üyeleri ve Miratek yönetimi hakkında da iddianame düzenlenmesi gerektiği ve sanıkların kusurları bakımından bilinçli taksirin tartışılması gerekçeleriyle Yargıtay; yerel mahkeme kararını bozdu. 30 Haziran 2017’de Yargıtay, dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine hükmetti.

9 Ekim 2020’de görülen 9. Celsede;

Esenyurt Marmara Park AVM çadır yangını davasında Yargıtay’ın bozma kararından sonraki ilk duruşmada mahkeme Kayı İnşaat ve Miratek’in yanı sıra ECE Türkiye ve Marmara Park hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti. Kayı İnşaat yönetim kurulu üyeleri hakkında kusur durumlarını belirleyecek ek rapor tanzim edilmesi İşçi Ailelerinin vekilleri tarafından talep edildi.Gelen raporda ise Kaldem firması sahiplerinin yanı sıra, Kayı İnşaat firmasından sadece Ahmet Selahattin Şakarcan sorumlu tutulmuştu. Bu tespiti kabul etmenin yeterli olmadığı gerekçesiyle İşçi Aileleri Vekilleri tarafından itiraz edildi.

Cumhuriyet Savcılığı mütalaasını verdi. Savcılık mütalaasında;

‘……Sanıklar Mehmet Altun, Kadir Ahun. Abdullah Altun ve Şaban Bakırcı’nın sübut bulan suçtan eylemine uyan TCK 22/3-4 delaletiyle 85/2, 53/6 maddeleri gereğince cezalandırılmasına, Sanıklar  Cem  Yıllar,  Hikmet Tezcan, Hakan Mintaş, Yalçın Arıcı, Cemal Birol Meral, Nuri Şener Tığlı, Ömer Faruk Gülmez, Ahmet Selahattin Sakarcan, Orhun Kartal,  Vehbi Engin Öztürk ve Coşkun Yılmaz’ın müsnet suçtan beraatlerine, Sanıklar hakkında genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan ceza verilmesine yer olmadığına,

Kayı İnşaat firmasının dosyada ismi tespit edilemeyen ISG yetkilisi hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesini……’ talep etti.

Mahkeme; 07/02 ‘2020 tarihli celsenin 3 nolu ara kararı uyarınca yazılan ve iş sağlığı ve güvenliği genel müdürlüğüne yönlendirildiği belirtilen müzekkere akıbetinin araştırılmasına,

Bu nedenle duruşmanın 27/01/2021 günü saat 09:40 bırakılmasına karar verdi.

3

 

 

 

Mütalaaya Karşı İşçi Ailelerinin Avukatlarının Beyanı;

Yargıtay 12. Ceza Dairesi Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin ilk verdiği kararı  bozarken yargılamanın sınırını çizmiştir. Yargıtay 12 . Ceza Dairesi ilk olarak“Kayı  İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ni temsil ve ilzama yetkili, iş yerinde iş emniyetinin sağlanması, talimat verme, gerekli tedbirleri alma ve sözleşme gereğince sözleşmeyi feshetme hususlarında yetki ve sorumluluğu bulunan kişiler”in belirlenmesini istemiştir.
Savcılık esas hakkındaki görüşünde ise  bu bozma ilamındaki görüşe uygun olmayan bir mütalaa vermiştir. Dosya Kapsamında Kayı İnşaat yetkililerin sorumsuz kılınması hukuken ve kanunen mümkün değildir. Şu anda Yargılamanın son aşamasında  aranacak kişi Kayı İnşaatın  “ismi tespit edilemeyen ISG yetkilisi değildir”.!!! Aranan kişiler bulunmuştur ve şu anda sanık konumundadırlar. Mahkemenin bu Mütalaayı dikkate almayacağını düşünüyoruz.  Bunun dışında İş güvenliği danışmanlığı yapan firma yetkililerin sorumluluğu da hem Yargıtay 12. Ceza Dairesi bozma kararı ile hem de yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporları ile ortaya çıkmıştır.

Mütalaaya karşı Müdahil İşçi Ailelerinin Beyanı;

1Esenyurt çadır yangınında oğlu Barış Kıyak’ı  kaybeden Ayşe Kıyak;

8 yıl oldu evladımı, evlatlarımızı kaybedeli. Savcılığın mütalaasını kabul etmiyorum. Patronların para hırsı yüzünden evlatlarımızı kaybettik. Hiçbir şekilde patronlar ceza almıyor, zenginlerin dokunulmazlıkları var. Yıllardır umutla adil yargılanma için çabalıyoruz. Mahkemeler adaletli karar vermediği için işçiler ölmeye devam ediyor.

 

2Esenyurt Çadır yangınında kardeşi Abdurrahman Demir’i  kaybeden Mustafa Demir; Savcılığın mütalaasına katılmıyorum. Yargıtay’ın bozma kararında ana yüklenici firma Kayı inşaatın sorumlu olduğunu belirtmiş ve mahkemenin kararını bozmuştu. Savcılık,Yargıtay’ın kararını görmedi. Mahkemenin adaletli karar vereceğini savcılığın mütalaasını dikkate almayacağını düşünüyorum. Kaybettiğimiz canlarımız için sonuna kadar çabalayacağız.

 

4Esenyurt Çadır yangınında kardeşi Seyfettin Topal’ı kaybeden İdris Topal;

Yıllardır davamızın peşindeyiz. Babam 80 yaşında. Kardeşimin ölümüne sebep olan gerçek sorumlular adalet önünde hesap versin diye her duruşmaya Ordu’dan kalkıp geliyor. Kayı inşaatın sorumluluğu vardır. Savcılığın mütalaasını kabul etmiyorum. Sorumlular cezalandırılana kadar mücadelemize devam edeceğiz..