“Bir Gübre Fabrikası”nın Hikâyesi

19 Temmuz 2015’te basında yer alan haberlere göre Gemlik’teki “bir gübre fabrikası”nda buhar hatlarında bir patlama meydana gelir. İş cinayetinde 32 yaşındaki Uğur Çavdar hayatını kaybeder, Mustafa Karakol yaralanır. Basına yansıyan haberlerde fabrikanın tam ismi geçmez, bazılarında sadece fabrikanın mevkisi tarif edilir. Ne de olsa 1953’te kurulmuş köklü bir fabrikamızdır, iki işçi için koca firmanın ismini karalamaya değmez! Vardiyası denk gelmediği ya da o sırada tesisin başka bir yerinde olduğu için tesadüfen yaşayan beş işçi, patlamadan sonra hiçbir tedbir alınmadan aynı bölgede çalıştırılmak istenir. İşçiler yasal haklarını kullanarak çalışmak istemeyince köklü fabrikaca kapı önüne konulur. Bu olay basının pek ilgisini çekmediğinden kelime oyunlarıyla servis edilmesine de gerek kalmaz.

23 Mart 2016’ya gelindiğinde basında yer alan haberlere göre yine Gemlik’teki “bir gübre fabrikası”nda Yavuz Cömert isimli bir işçi buhar boru hattında çalışırken kızgın buhar nedeniyle vücudunda yanıklar oluşarak  yaralanır. Birkaç basın kuruluşu fabrikanın adını vermese, bahsi geçen gübre fabrikalarının aynı yer olduğunu anlamak mümkün değildir. Fabrikada gerekli tedbirler mi alınmaz, yoksa  sabotaj mı vardır bilinmez, sular bir türlü durulmaz. 7 Nisan 2016’da Gemlik’teki “bir gübre fabrikası”nda hortum patlaması sonucu ortaya çıkan amonyak buharından iki işçi zehirlenir, zehirden 100 işçi etkilenir.

Üretim, Her Şeydir!

Hikâyemizde biraz daha eskilere gidelim. 1953’te kurulan fabrika 2004’te özelleştirilerek Yıldırım Holding’e devredilir. Oğlu Uğur Çavdar’ın hayatını kaybettiği fabrikada uzun yıllar boyunca çalışan Ekrem Çavdar özelleştirmeden sonra çalışan mühendis sayısının on beşten üç-dört kişiye kadar düşürüldüğünü, nitrat hattının demir suyu yerine nitrik asit çözeltisiyle temizlenmeye başladığını anlatır. Ekrem Çavdar emekli olduktan sonra çalışma şartları işçi sağlığı ve iş güvenliği aleyhine değişmeye devam etmiş olmalı ki, Uğur ve arkadaşlarının odalarının tadilatı aylarca tamamlanamadığı için patlama sırasında asansör boşluğundadırlar. Uğur’u ararlarken bile üretime ara verilmez. Ne de olsa üretim her şeydir!

Tıpkı birçok iş cinayetinde olduğu gibi basın bu cinayet mahallinin ismini ısrarla anmaz.  İsmini biz analım: Gemlik Gübre Fabrikası. 19 Temmuz 2015’te meydana gelen patlamayla ilgili açılan dava Mart ayında başlar. İlk duruşmada çok eşi benzeri görülmemiş bir şey olur: Gemlik Gübre, Tofaş, Arçelik, Bosch, Er Metal işçileri ve Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi duruşmaya desteğe gelir. İlk duruşmada bir iş cinayeti davası klasiğine şahit oluruz yine: Tüm sanıklar suçu birbirine atar.

Bu Çağrıya Kulak Verin

3 Mayıs’ta görülecek olan 2. duruşmaya  Gemlik halkı çağrı yaparak desteğini sürdürüyor. Sorumlu şirketin isminin bile büyük bir çabayla öğrenildiği, telaffuz bile edilemediği bir düzende, tüm sorumluların hakkıyla yargılanıp cezalandırılmaları için bu desteğin sürmesi ve artması büyük önem taşıyor. Gemlik halkının çağrısına kulak verin: “Bizler merhumun yakınları olarak bu acıların bir an önce son bulmasını, para ve kariyer uğruna heba edilmemesini istiyoruz, geride çalışan işçilerin o korku ve düşünce ile yaşamalarını istemiyoruz ve diyoruz ki; Uğur Çavdar İçin Adalet İstiyoruz.”

photo_2016-05-01_00-12-03