Adalet Arayan İşçi Aileleri Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin 50’ncisini 7 Ekim 2015’te, Nevşehir/Ürgüp’te yüksekte çalışmanın gerektirdiği işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınmadığı için 4 metreden düşerek hayatını kaybeden 47 yaşındaki işçi Ahmet Kılıç için tuttu.
50.Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin basın açıklamasını Adalet Arayan İşçi Aileleri adına Özel Doğa Hastanesi’nde yüksek gerilim akımına kapılarak 17 yaşında iş cinayetinde hayatını kaybeden Eren Eroğlu’nun babası Erdinç Eroğlu okudu. Basın açıklamasında Ürgüp’te pencere takarken yüksekte çalışmanın gerektirdiği işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınmadığı için hayatını kaybeden Ahmet Kılıç’a tali kusur verilmesine dikkat çekilerek, iş cinayeti davalarında bu durumla sıklıkla karşılaşıldığı, risk analizi yapmanın işverenin sorumluluğunda olmasına rağmen suçun işçiyle paylaştırılmasının haksızlık olduğu vurgulandı.
İş Kazasından Sonra İşveren “Yaşadığınıza Şükredin” Diyordu
Nöbetin gazetecisi Zeliş Irmak anne ve babasının da tekstil işçileri olduğunu, defalarca “iş kazası” geçirdiklerini ve bu kazalardan sonra işverenin “Yaşadığınıza şükredin” dediğini belirtti. Irmak, tespit edilemeyen iş cinayetlerinin olmasına rağmen İş Cinayetleri Almanağı’nın her sene kalınlaştığına dikkat çektikten sonra Ahmet Kılıç‘ın oğlu Mert Kılıç, yeğenleri Can Kılıç ve Barış Kılıç ile röportaj yaptı. Irmak, sadece işçileri anmak için değil yaşanan hukuksuzluklara son vermek için de burada olduklarını sözlerine ekledi.
Sürekli İş Yetiştirmeye Çalışmaktan Şikayetçiydi
Mert Kılıç, babasının sürekli iş yetiştirmek ve hızlı çalışmak durumunda olduklarından şikayet ettiğini, eve hep çok yorgun geldiğini ve bel ağrısı çektiğini, babasının çalıştığı yerde halen hiçbir iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirinin alınmadığını ifade etti. Mert Kılıç işverenin kıdem tazminatının tamamını ödememek için kendisiyle pazarlık yapmaya çalıştığını da anlattı.
Barış Kılıç, amcasının işverenler için çalışan emek gücü istatistiğinden, ölü işçi istatistiğine geçtiğini belirterek “Nasıl bilirdiniz” sorusundan ziyade “Nasıl kaybettiniz” sorusunun daha anlamlı olduğunu, iş cinayetlerinin kader olarak görülemeyeceğini söyledi. Can Kılıç işçilerin işten kaçınma hakkı olduğunu ancak bunun işyerlerinde uygulamasının mümkün olmadığını, bu durumun bilirkişiler tarafından göz ardı edildiğine dikkat çekerek hukuk kurallarının vicdandan bağımsız olarak yorumlanacağını ifade etti.
Yasadaki Bir Cümleye Dayanarak İşçilere Kusur Veriliyor
Ailelerin gönüllü hukukçularından Berrin Demir, iş sağlığı ve güvenliği yasasında yer alan işçinin gerekli tedbirler alınmadığında işi bırakmasına dair cümleyle işçilere tali kusur verildiğine dikkat çekerek, Erkan Keleş davasının başlangıcında savcının bilirkişinin bu yöndeki raporuna rağmen, Türkiye şartlarında hiçbir işçinin işten kaçınma hakkını kolayca kullanamayacağını söyleyerek iddianamede Keleş’e tali kusur yazmadığını hatırlattı. Demir, iş cinayeti davalarının uzamasının aileleri işverenler tarafından teklif edilen kan paralarını almaya mahkum ettiğini de ifade etti.
Arka Sıradakiler dizi setinde hayatını kaybeden Selin Erdem’in annesi Hacer Erdem, insanları bombalarla ya da silahlarla öldürmekle, gerekli tedbirleri almayarak, alınmamasına göz yumarak ölmelerine sebep olmanın aynı şeye karşılık geldiğini söyledi.
Tüm Sorumlular Cezalandırılana Kadar Mücadele Edeceğiz
Ceza davasının 14 Nisan’da başlayacağını, tazminat davasının ise ikinci duruşmasının 4 Mayıs’ta görüleceğini söyleyen Ahmet Kılıç’ın yakınları verilen tali kusura itiraz edeceklerini, tüm sorumluların yargılanması ve cezalandırılması için mücadele etmeye ve diğer ailelerle dayanışmayı sürdürmeye kararlı olduklarını belirterek mücadelelerine destek verilmesini istediler. Kılıç ailesi, her yıl binlerce işçinin hayatını kaybettiği bir ülkede 28 Nisan’ın İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü olması talebinin çok meşru bir talep olduğunu vurguladı.
