Soma davasının Alp Gürkan ve Mustafa Yiğit’in savunmalarının alınması için İstanbul Çağlayan Adliyesinde yapılan talimat duruşması bugün görüldü. Duruşma öncesi Soma’dan gelen madenci aileleri ve destekçiler basın açıklaması gerçekleştirdi.
En İleri Teknolojileri Kullandık
Sanıklar mahkemeye yazılı ifade vererek, beraatlerini istediklerini ifade ettiler. Avukatları ayrıca Alp Gürkan’ın yaşı ve duruşmaların ortamı sebebiyle duruşmalara katılmamasını da talep ettiler. Ailelerin avukatlarının isteği üzerine savunmasını kısaca özetleyen Gürkan, rahatsızlığından dolayı madenin işletmesini oğluna devrettiğini ve o tarihten itibaren işletmede yaşananlar hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmadığını ifade etti. Kendi döneminde mevzuata eksiksiz uyduklarını, en ileri teknolojileri kullandıklarını iddia eden Gürkan, kendisinden sonra da aynı şekilde devam ettiğini düşündüğünü belirtti.
İş Güvenliği Tedbirleri “Olayla Alakasız Olduğu”Gerekçesiyle Sorulamadı
Alp Gürkan’ın savunmasından sonra çapraz sorguya geçildi. Duruşma boyunca ailelerin avukatları tarafından sorulan birçok soru sanık avukatlarınca olayla ilgili olmadığı gerekçesiyle reddedilmek istendi. Olayla ilgisi olmadığı söylenen sorular işçi sağlığı ve güvenliği tedbirleri, işçilerin çalışma koşulları, şirket organizasyonu, bilirkişi raporun ve diğer sanıkların ifadeleri hakkındaki sorulardı. İş güvenliği tedbirlerinin artan kapasiteye bağlı olarak değişimi ve acil eylem planlarını soran sorular mahkemece reddedildi. Bilirkişi raporundan alınan birçok soru da teknik olduğu gerekçesi ile mahkemece sorulmasına izin verilmedi. Sorulmasına izin verilen bazı soruları ise Gürkan, cevaplamayı reddetti. Soruların büyük bir kısmının sorulmaması duruşmanın gergin geçmesine sebep oldu.
Alp Gürkan rahatsızlığı nedeniyle işi bıraktığı dönemde başka bir maden firmasının yönetim kurulu başkanı olduğunu ve söz konusu firmanın Soma Madenlerinin en büyük ortağı olduğuna dair soruları da ilk başta cevaplamak istemezken, daha sonra durumu kabul etti.
Biz Planlamadık Ama Kaçacak Alan Vardı
Alp Gürkan sorulara verdiği cevaplarda sürekli olarak kazanın çok beklenmedik ve birdenbire geliştiği iddiasının üzerinde durarak, açık bir şekilde ifade etmese de olayın bir sabotaj olduğunu ima etti. Gürkan, bilirkişi raporundaki bulgulara ters olarak karbonmonoksit gazının birdenbire çok yüksek seviyelere ulaştığını, olayın normal şartlarda gelişmesi halinde yaklaşık 250 işçinin kurtulabileceğini iddia etti. Bu iddiasını 269 işçinin hayatını kaybettiği bölümün yakınında işçilerin kaçabileceği temiz alan olmasına bağlayan Gürkan daha sonra sorulan sorular üzerine bu alanın madenin doğal sınırları içerisinde kalmadığını, kendileri tarafından planlanmadığını kabul etti.
İşçilerin Hayatını Kaybettiği Bölümde Üretim Klasik ve Yarı Mekanik
Madendeki üretimin 1,5 milyon tondan 3 milyon tona çıkması kararını makineleşmenin artmasına ve %80’lere kadar çıkmasına bağlayan Gürkan, üretim artışı kararlarının Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından da değerlendirildiğini belirtti. Dayıbaşı denilen işçilerin, kalifiye oldukları için ekip başında bulunduklarını, çoğunluğu makine ile işletilen bir madende üretim zorlamasının söz konusu olamayacağını söyledikten sonra sorulan sorular üzerine 269 işçinin hayatını kaybettiği bölümde üretimin klasik ve yarı mekanik olarak işlediğini ifade etti. Düz işçi olarak görülen işçilerin 30 bin lira maaş almasına dair soruyu ise cevaplamamayı tercih etti.
