Yananlar yanalım diye mi içerde beklediler?

İstanbul Esenyurt’ta 11 Mart 2012 tarihinde Marmarapark AVM inşaatında çıkan yangında 11 işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın 6. duruşması bugün Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesinde yangında hayatını kaybeden işçilerin aileleri adliye önünde bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını aileler adına Barış Kıyak’ın kardeşi Damla Kıyak okudu.

6. duruşma, ailelerin avukatları tarafından dava dosyasına girmesi sağlanan belgeler ve şirketler arası sözleşmelerden tespit edilerek, 5. duruşmada dinlenilmesi talep edilen ve mahkemece kabul edilen kişilerin dinlenilmesiyle başladı. Taşeron firmalardan Tapas İnşaat’ın sahibi ve Kayı İnşaat firmasının genel müdürü, yangında aynı çadırda abisi Sevdin Özen’i kaybeden Eyüphan Özen tanık olarak dinlenildi.

5. duruşmada ailelerin avukatlarının talebi üzerine, Marmarapark AŞ ile Kayı İnşaat arasındaki sözleşmede denetim ve planlama koordinatörü olarak adları geçtiği halde bugüne kadar hiçbir yerde ifadesine başvurulmamış olan Tarkan Onat ve Erol Eryürek dinlenilmişti. 6. duruşmada yine aynı sözleşmede yetkili olarak adları geçen iki görevlinin Niğde ve Gölbaşı’nda talimatla alınmış olan ifadeleri okundu. Ailelerin avukatları, tanıkların ifadelerinin “doğrudanlık” ve “yüzyüzelik” ilkeleri gereği bizzat davanın görüldüğü Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dinlenilmesi talebinde bulundu.

Kaldem Yapı AŞ avukatının, yangında abisi Sevdin Özen’i kaybeden, kendisi de ayakları yanarak kurtulan tanık işçi Eyüphan Özen’i sorgularken “Bak sen ayakların yanarak kurtulmuşsun, onlar da kurtulabilirlerdi, neden kaçmadılar?” şeklinde sorular yöneltmesi üzerine hayatını kaybeden işçilerin aileleri ve avukatları “işçilerin yanan çadırda kalmayı tercih ettikleri” anlamını taşıyan ve “sorumluluğu işçilere yönelten” soruların sorulduğunu belirterek tepkilerini dile getirdi.

Avukatlar Marmarapark, Dress&Sommer ve Finansbank arasında imzalanan Mali Kontrol Sözleşmesi’nin “işçi sağlığı ve güvenliği açısından büyük önem taşıyan hükümler barındırdığını” işaret etti. Sözleşmede yer alan Marmarapark Gayrimenkul İnşaat ve Geliştirme AŞ tarafından yapılan AVM’nin inşaatında “TC İşçi Sağlığı ve Güvenliği politikalarına ve Uluslararası Sağlık, Güvenlik ve Çevre Politikalarına uygun olup olmadığı izlenecek ve bu konuda şantiye ziyareti gerçekleştirilecektir” hükmüne dayanarak, sözleşmenin teknik danışmanı Bülent Canpolat’ın mahkeme huzurunda dinlenilmesini ve Finansbank AŞ ve Dress&Sommer şirketine müzekkere yazılarak aylık ve üç aylık raporların istenilmesi gerektiğinden mahkemece celbini talep ettiler.

Aynı zamanda sundukları dilekçe ve gerekçeleriyle, 8 ay üst üste yapılan işçi sağlığı ve iş güvenliği toplantılarında “çadırların barınmaya uygun olmadığı, yangın tehlikesi olduğu, yangın tatbikatı yapılması ve yangın tüpü gerektiği, başkaca tahliye kapıları gerektiği” zabıt altına alınmış olmasına rağmen, “kimsenin hiçbir şey yapmadığı, yangının göz göre göre geldiğini” belirttiler. Bu tehlikenin tespit edildiği iş güvenliği kurulu tutanaklarının altında imzaları bulunan Nuri Şener Tığlı (A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı, Kim Müh. Tek. Emniyet Müş.), Dr. Ethem Alan (İşyeri Hekimi), Dr. Eşref Akkuş (İşyeri Hekimi), Osman Akkemik (İşçi Temsilcisi), Vural Aslan (Personel Şefi), Ülker Murat Keleş (Elektrik Sorumlusu), İshak Çam (Desat İSG Sorumlusu), Ayhan Erdoğan (Kayı İnşaat Personel Şefi) adlı kurul üyelerinin dinlenilmesini talep ettiler.

Radikal’de duruşma ilgili çıkan haber;

fft64_mf1423474

 

Esenyurt’ta bir alışveriş merkezi inşaatı şantiyesindeki çadırlarda çıkan ve 11 işçinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin 13 sanığın yargılanmasına devam edildi. Davada tanık olarak dinlenen Eyüphan Özen olay tarihinde inşaat şantiyesinde demir ustası olarak çalıştığını söyleyerek, “Olay zamanında çadırdan çıkarken hafif şekilde ayağım yandı. İçerdekiler alevisöndürmek için bez filan gibi malzemelerle söndürmeye çalıştılar. Ben yanan süngerlere basıp dışarı çıktım. İçerdekiler benim arkamdan gelse belki çıkabilirlerdi” dedi.

Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi ‘ndeki görülen duruşmada tutuklu sanıklar Cem Yıllar, Kadir Altun, Abdullah Altun, Şaban Bakırcı, Erdal Gümüş hazır bulundu. Duruşmada tanık olarak dinlenen Eyüphan Özen olay tarihinde Kaldem İnşaat’ta demir ustası olarak çalıştığını ve olayda kardeşi Sevdin Özen’i öldüğünü söyledi. Özen, “Yangının çıktığı çadırlarda yatıyordum. Olay gerçekleşmeden önce gündüz çadırda bulunan üst üste yığılmış yatak için kullanılan süngerler vardı. Bunları gündüz öğlen dışarı çıkardık. Akşam geldiğimde süngerleri tekrar içeri alınmış ve kapının hemen girişinde yığılmış olarak gördüm. Süngerlerin üstünden elektrik kabloları geçiyordu. Kablolardan çıt sesi geldi ve süngerler birden alev aldı. Zaten kapının önündeydi. Alevler birden yükseldi. Hem yukarıdan hem aşağından üstümüze doğru alev geliyordu. Çadırdan biri çıktı ve kapıyı açtı. Ben de hızlı bir şekilde dışarı çıktım. Zaten çadırda başka çıkış da yoktu. Ben çadırdan çıktıktan sonra içeriden bağırma sesleri geliyordu. Başka çadırlardan yangın söndürme tüpleri getirdiler fakat yeterli olmadı. Benim çalıştığım dönem içerisinde hiçbir şirket tarafından iş güvenliği ve yangınla ilgili eğitimin verilmedi” dedi.

‘İÇERDEKİLER ARKAMDAN GELSE…’
Sanıklardan Kadir Altun’un avukatının, “Diğer işçiler neden çıkamadı çadırdan” şeklindeki sorusu üzerine tanık Eyüphan Özen, “Olay zamanında çadırdan çıkarken hafif şekilde ayağım yandı. İçerdekiler alevi söndürmek için bez filan gibi malzemelerle söndürmeye çalıştılar. Ben yanan süngerlere basıp dışarı çıktım. İçerdekiler benim arkamdan gelse belki çıkabilirlerdi. Bazıları alevden korkuyorlardı, benim ayağım hafif şekilde yandı” diye cevap verdi. Sanık avukatı tanığın ifadelerinin aynen tutanağa yazılmasını istedi.

AVUKAT SORUYA İTİRAZ ETTİ
Müşteki avukatlarından Berrin Demir, sanık avukatın sorusuna itiraz ederek, “Sanık avukatı ölenler isteselerdi çıkarlardı mı demek istiyor. Yani yananlar yanalım diye mi içerde beklediler. Böyle soru mu olur itiraz ediyorum” diyerek tepki gösterdi. Yakınlarını kaybedenlerde bunun üzerine duruşmada “Canımız yanıyor” diye bağıdılar. Davada tanık olarak dinlenen diğer 3 tanık da yangını basından öğrendiklerini söylediler. Sanık Cem Yıllar’ın avukatı Şule Nazlıoğlu Erol da “Bu davada işçi yandı, işçi yargılanıyor” diyerek müvekkilinin tahliyesini istedi.

DOSYA BİLİRKİŞİYE GÖNDERİLDİ
Mahkeme Heyeti, İstanbul Teknik Üniversitesi ile Yıldız Teknik Üniversitesi’ne yazı yazılarak dosyada bilirkişi yapabilecek 2′şer inşaat mühendisi, elektrik mühendisi ile iş güvenliği ve işçi sağlığı uzmanı kişilerin isimlerinin bildirilmesine karar verdi. Mahkeme heyeti, bilirkişi listesi geldiğinde duruşma günü beklenmeksizin usule uygun dosyanın bilirkişiye gönderilerek, olaydan dolayı sanıkların kusurlu olup olmadıkları varsa kusur durumlarının bildirilmesi ayrıca dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre sanıklar dışında olaydan sorumlu kişilerin bulunup bulunmadığı ve varsa bu kişilerin kimler olduğunun isim olarak bildirilmesini kararlaştırdı. Tutuklu sanıkların tahliye talebini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı 14 Haziran’a saat 10.00′a ertelendi.

SANIKLARIN 23 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
11 Mart 2012 tarihine meydanda gelen olaya ilişkin hazırlanan iddianamede 13 sanığın “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” ve “taksirle yangına neden olmak” suçlarından 2 ile 23 yıl 6′şar ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.

Serpil KIRKESER / DHA

http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?atype=radikaldetayv3&articleid=1130300&categoryid=77